0-6 Yaş Psikolojik Gelişimi
Yaşam boyunca yaşanan her gelişim döneminin kendine özgü özellikleri bulunmaktadır. Bu dönemler, bireyin psikolojik ve sosyal gelişiminde belirleyici rol oynamaktadır. 0-6 yaş dönemi de çocuğun kendini ve çevresini tanıma, duygusal ve sosyal becerilerini şekillendirme süreçlerini içeren kendine özgü özellikler taşımaktadır. Bu gelişimsel süreçler, çocukların ihtiyaçlarına göre farklı çatışmalar ve kazanımlara sahiptir.
0-18 Ay
Bu dönemde, bebeğin bakım veren ile sağlıklı bir bağlanma ilişkisi kurması, bireyin yaşam boyu geliştireceği ilişkilerini etkileyen bir süreçtir. Bu tür bir bağlanma, çocukların ilişkilerinde güven ve empati gibi olumlu davranışların gelişmesine de zemin hazırlamaktadır. John Bowlby, çocukların bakım verenlerinin tutarlı ve duyarlı tepkileri sayesinde çevrelerine ve kendilerine güven duyacağını belirtmiştir.
Erik Erikson’un psikososyal gelişim kuramına göre, çocuklar 0-6 yaş arasında üç temel çatışma yaşar ve bu çatışmaların her dönemde sağlıklı bir şekilde çözümlenmesi psikolojik gelişimlerini olumlu etkiler. İlk dönemde, 0-18 ay aralığında, “temel güvene karşı güvensizlik” çatışması öne çıkar. İhtiyaçları güvenli ve tutarlı bir şekilde karşılanan çocuklar, çevrelerine dair bir güven duygusu geliştirirler. Eğer bebek yeterli ilgi görmez ya da ihtiyaçları düzensiz bir şekilde karşılanırsa, güvensizlik duygusu gelişebilir ve çocuk çevresine karşı kaygı ve tedirginlik yaşayabilir.
Freud’a göre 0-18 ay arasındaki “oral evre”de çocuk, güven ve doyum gereksinimini ağız yoluyla karşılamaktadır. Bebekler, emme ve beslenme yoluyla doyum sağlarken çevreyle olan ilk etkileşimlerini ağız yoluyla kurarlar. Freud’a göre, bu dönemde yeterince doyuma ulaşamayan veya aşırı doyuma maruz kalan çocukların ileriki yaşlarda kendini sürekli eksik veya gereğinden fazla bağımlı hissetme eğilimi göstermesine yol açabilir.
Bebekler bu dönemde çevrelerini duyuları (görme, işitme, dokunma gibi) ve motor hareketleri (yürüme, emme, yakalama gibi) yoluyla keşfetmektedir. Piaget’ye göre, bu dönemde çocuklar “nesne sürekliliği” kavramını öğrenirler. Bebek, nesnelerin kendisi onları görmese bile var olmaya devam ettiğini fark eder. Bu beceri, çocukların zihinsel temsiller geliştirme sürecinin başlangıcını işaret etmektedir.
18 Ay - 3 Yaş
Bu dönemde çocuklar, yavaş yavaş bağımsızlık kazanmaya başlamaktadır. Çocuklar kendilerini ayrı bir birey olarak algılamaya ve çevreyle etkileşime girerek sınırlarını keşfetmeye başlarlar. Çocuklar, kendi başlarına basit işler yapmayı dener ve bakım verenlerin koyduğu sınırları anlamaya çalışır. Çoğunlukla “ben yaparım” gibi ifadelerle özerklik ihtiyaçlarını ortaya koyarlar. Özgüven ve sınır bilinci de bu dönemde gelişir; çocuklar “hayır” demeye ve kişisel sınırlarını korumaya başlar, bu da özgüven gelişimleri için önem taşır.
18 ay ile 3 yaş arasındaki bu ikinci dönemde, Erikson’un teorisine göre “özerkliğe karşı kuşku ve utanç” çatışması öne çıkar. Bu evrede çocuklar bağımsız hareket etme ve kendi başlarına bir şeyler yapma isteği geliştirirler. Bu süreçte çocukların desteklenmesi ve küçük görevleri yerine getirmelerine izin verilmesi, özgüvenin temelini atmada önemli bir role sahiptir.
Freud’a göre, 18 ay - 3 yaş arasındaki anal evre, çocuğun kontrol ve özerklik becerilerini geliştirdiği bir süreçtir. Bu dönemde çocuklar, tuvalet eğitimi ile birlikte bedensel fonksiyonlarını kontrol etme becerisini kazanır ve çevrelerine karşı bir bağımsızlık duygusu geliştirir. Bu dönem, çocuğun kontrol ve sınırlarını öğrenmesi açısından önemli bir aşamadır.
Winnicott’un “geçiş nesnesi” kavramı (örneğin, battaniye veya oyuncak), çocuğun bakım verenden ayrılma sürecinde ihtiyaç duyduğu duygusal desteği sağlamaktadır. Bu nesne, 18 ay - 3 yaş aralığındaki bağımsızlık kazanma sürecini destekleyerek çocukların yavaş yavaş kendilerini ayrı bir birey olarak algılamasına yardımcı olur.
3-6 Yaş
Bu yaş grubu, çocukların sembolik düşünmeyi öğrenmeleriyle başlamaktadır. Çocuklar, nesneleri ve olayları sembollerle (örneğin, kelimeler ve resimler) temsil etmeye başlarlar; dolayısıyla dil gelişimi ve hayali oyunlar bu dönemde yoğunlaşır. Piaget, bu yaş grubundaki çocukların henüz mantıksal işlemler yapma becerisine sahip olmadıklarını belirtir; bu da düşünme süreçlerinin egosantrik (ben merkezci) olduğu anlamına gelir. Çocuklar, çevrelerindeki her şeyi kendi bakış açılarıyla anlamlandırırlar.
Oyun ve hayal gücü, çocukların dünyayı anlamalarına ve kendilerini ifade etmelerine yardımcı olur. Çocuklar oyun oynarken toplumsal rolleri deneyimler ve diğer insanları anlama becerilerini geliştirirler. Bu aşamada, yetişkinlerin rol modeli olmaları, çocukların duygularını anlamaları ve yönetebilmeleri için önemlidir.
3-6 yaş arası dönem, Erikson’un teorisine göre “girişimciliğe karşı suçluluk” çatışmasının yaşandığı dönemdir. Bu dönemde çocuklar, daha fazla girişimde bulunarak kendi oyunlarını kurmak, yeni etkinlikler keşfetmek ve bağımsız kararlar almak isterler. Bu özgürlükleri desteklenen çocuklar, sağlıklı bir girişimcilik ve sorumluluk duygusu geliştirme fırsatı bulurlar.
Freud’a göre, 3-6 yaş aralığındaki fallik evrede çocuklar, kendi bedenleriyle ilgilenmeye başlar ve anneleri/babalarıyla özdeşim kurarak kendi cinsiyet rollerini anlamaya çalışırlar. Freud, bu dönemde “Oidipus Kompleksi” olarak bilinen çatışmanın yaşandığını öne sürer. Çocuk, karşı cinsten ebeveynine karşı bir yakınlık hissederken aynı cinsiyetten ebeveyni rakip olarak algılayabilir. Sağlıklı bir özdeşim kurma yeteneği gelişirse, gerçek kimliğin bulunmasına, anne baba dışındaki kişilerle dostluklar, yakın bağlar ve cinsel ilişkiler geliştirebilme olasılığı sağlar.
Karabekiroğlu, K. (2012). Bebek ruh sağlığı (0-4 yaş) temel kitabı. Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatri Derneği Yayınları.
Odağ, C. (2017). Nevrozlar -1. Psikoterapi Enstitüsü Yayınları.
Göktürk Merkez Mahallesi, Belediye Caddesi, Koray Bianco Residence C Blok No:13 D:233, Göktürk, Eyüpsultan, İstanbul, Türkiye
ÇALIŞMA ALANLARIMIZ
MENÜ
ÇALIŞMA SAATLERİMİZ
P.tesi - C.tesi: 09:00 - 19:00
Pazar: Kapalı
© Copyright 2024 İklim Psikolojik Danışmanlık Merkezi - Tüm Hakları Saklıdır.